Taşıma ücretine ne denir ?

Emirhan

New member
Taşıma Ücreti: Kalpten Kalbe Ulaşmanın Bedeli

Selam dostlar,

Bu akşam sizlerle bir hikâye paylaşmak istiyorum. Belki biraz garip gelecek ama konu, hayatın içinden, herkesin bir yerinden yakalayacağı cinsten… “Taşıma ücreti” denince aklınıza belki bir nakliye fişi, bir kargo bedeli, ya da bir faturadaki küçük ama can sıkıcı bir kalem gelir. Ama ben size bugün, taşınan eşyaların değil; taşınan duyguların, anıların, insanların iç dünyalarının taşıma ücretinden bahsetmek istiyorum.

Bir Evin Boşalması, Bir Kalbin Dolu Kalması

O gün yağmur yağıyordu. Esra, küçük apartman dairesinin kapısında son kez durdu. Elinde birkaç koli, içinde yılların birikmişliği. Kolilerin üzerinde etiketler vardı: “Mutfak”, “Kitaplar”, “Fotoğraflar.” Ama bir koli vardı ki üzerinde sadece bir kelime yazıyordu: “Anılar.”

Yanında Mert vardı, Esra’nın eski eşi. Artık “eski” kelimesiyle anılan ama hâlâ bakınca yüreğinde bir şeyleri kıpırdatan adam. Mert kamyonun arkasında eşyaları düzenlerken, stratejik bir soğukkanlılıkla plan yapıyordu.

— Bu kolileri ağırlıklarına göre yerleştirirsek denge daha iyi olur, dedi.

Esra, koliyi sıkıca kucaklayıp iç çekti.

— Bazı şeylerin dengesi hesapla olmuyor Mert, dedi.

Mert sustu. Çünkü o an Esra’nın sadece eşyalarını değil, bir ömrü taşıdığını fark etti. O kolilerde kırık fincanlar, solmuş fotoğraflar ve bir zamanlar “biz” olan iki kalp vardı.

Taşıma Ücreti: Eşyalardan Çok Duyguların Bedeli

Nakliye firması geldiğinde şoför, klasik bir cümle kurdu:

— Abla, taşıma ücreti şu kadar.

Basit bir cümleydi ama Esra’nın içinde bir şey kırıldı. Çünkü o an düşündü: Asıl taşıma ücreti, kamyonun kasasındaki değil, kalbimin içindeki yükte saklı.

Mert, hemen öne atıldı, her zamanki çözümcü haliyle:

— Ben hallederim, sen dert etme.

Ama Esra’nın gözleri doldu. Çünkü bazen mesele “halledecek biri” bulmak değil; “anlayacak biri” bulmaktı.

Erkek Mantığı, Kadın Kalbi

Mert her şeyi hesaplamayı severdi: kaç kutu var, kaç saat sürecek, kaç lira tutacak.

Esra ise o kolilerde kaç anı var, kaç cümle yarım kalmış, kaç gece yalnız geçmiş, onları hissederdi.

Erkekler genelde taşımayı “yük” olarak görür. Kadınlar ise “bağ” olarak.

Mert için taşımak; bir işin bitmesi, bir görev tamamlanmasıydı.

Esra içinse taşımak; bir şeylerin içinden geçmek, kabullenmekti.

Taşıma ücreti, Mert’in cüzdanında ödediği paraydı ama Esra’nın kalbinde ödenen bir duyguydu.

Bir Durak, Bir Bakış, Bir Farkındalık

Kamyon ilerlerken Esra son kez eski evine baktı. Pencerede beyaz tül perdesi uçuşuyordu. İçinde bir sızı, dışarıda bir yağmur…

Mert direksiyondaydı, sessizdi. O da bir şeyler hissediyordu ama kelimelere dökemiyordu. Onun dili plan, Esra’nın dili kalpti.

Yolda bir trafik lambasında durdular. Mert aynadan Esra’ya baktı.

— Zor mu oldu bu taşınma? diye sordu.

Esra’nın gözleri uzaklara daldı.

— Zor olmadı, Mert. Sadece… her şeyin bir bedeli var. Taşıma ücreti sadece eşyalar için değil, insanın içindekiler için de geçerli.

O an Mert’in içinden bir şey geçti, belki pişmanlık, belki geç kalmış bir sevgi. Ama anladı. Gerçek taşıma, kamyonla değil; kalple yapılan bir şeydi.

Hayatta Her Taşımanın Bir Bedeli Vardır

O gün, o taşıma Esra’yı bambaşka birine dönüştürdü. Yeni evine girdiğinde, kolileri açmadan sadece derin bir nefes aldı.

Mert ise kamyonun aynasından son kez baktı o apartmana.

Bazen bir evi değil, bir hayatı taşır insan. Ve bazı taşımalar var ki ücreti parayla ödenmez — zamanla, gözyaşıyla, bazen de sessizlikle ödenir.

Taşıma ücreti sadece bir hizmetin karşılığı değildir. Hayatta bir yerden bir yere giderken, duygularımızı, inançlarımızı, anılarımızı taşırız. Ve her taşınma biraz eksiltir, biraz da olgunlaştırır.

Bir Forumun Kalbinden Not

Dostlar, belki siz de bir şeyleri taşıdınız zamanında. Bir ayrılığı, bir dostluğu, bir anıyı…

Kimi zaman taşırken çok yorulduk, kimi zaman unuttuk, kimi zaman da bir köşede hâlâ o “taşıma ücretini” ödüyoruz.

Kimimiz taşınan yükü unutmak için hızlı sürüyoruz, kimimiz o yükün içindekileri tek tek açıyoruz. Ama biliyor musunuz? Her taşınmanın ardında bir öğrenme var. Her ağırlığın sonunda bir hafifleme…

Senin Taşıma Ücretin Neydi?

Belki senin de kalbinde bir “taşıma” yaşanmıştır.

Birini geride bırakırken içinden bir parça kopmuştur.

Ya da bir eşyayı değil, bir hatırayı taşımışsındır kilometrelerce.

O yüzden sormak istiyorum forumdaşlar:

Hiç bir şeyi taşırken, fark ettin mi asıl yükün eşyada değil, duyguda olduğunu?

Hiç bir “taşıma ücreti” ödedin mi, kalbinle, sabrınla, sessizliğinle?

Yazın, paylaşın…

Çünkü belki de hayatın en derin anlamı, taşımayı bırakmakta değil, taşırken ne öğrendiğimizdedir.

Ve bazen en ağır yükler bile, paylaşıldıkça hafifler.